Mineral doğal olarak bulunan, belli bir kimyasal bileşimi ve kendine özgü bir kristal yapısı olan homojen bir katı maddedir. Mineraller genellikle inorganik süreçlerle oluşurlar. Her ne kadar çoğu mineral kimyasal bileşik olsa da az sayıda kimileri (örneğin, kükürt, bakır ve altın) elementtir. Bir mineralin bileşimi kimyasal formülüyle belirlenir. Anyonik grubunun kimliği mineralin hangi grupta sınıflandırılacağını belirler. Örneğin kayatuzu (NaCl) minerali iki elementten, birebir oranında sodyum (Na) ve klorür’den (Cl) oluşmuştur.
Vücudun kimyasal dengesini devam ettirmesi, yapısında bulunan mineral çeşitliliğine bağlıdır. Birbirleri ile birebir ilişkide olan tüm mineraller, eksiklikleri sonucunda zincir şeklinde rahatsızlıklara neden olur. Vücudumuzun yapı taşı olan hücrelerin korunmasından cilt yapısının sağlığına, kan basıncının aynı seviyede tutulmasından diş ve kemik yapısının sağlamlaşmasına kadar birçok faydası olan mineraller, düzenli olarak alınması gereken takviyelerdendir. Minerali eksik bir vücuda giren vitaminler fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremez. Diş, kemik, yumuşak doku, kan, kas ve sinir hücrelerinin yapısında bulunan mineraller, sinirlerin mesaj iletimi ve vücudun hormon üretiminde birincil önemdedir (UNIBBLE.Com, 2018). Vücudumuz en az 25 elementten oluşuyor. Ancak vücut kütlemizin yüzde 99’a yakınını 6 element oluşturuyor. Bunlar:
- Oksijen %65
- Karbon %18
- Hidrojen %10
- Nitrojen %3
- Kalsiyum %1,4
- Fosfor %1,1
Geri kalan yüzde 1’5 kısmı ise Potasyum, Sülfür, Sodyum, Klor, Magnezyum ve eser miktarda Bor, Krom, Kobalt, Bakır, Flor, İyot, Demir, Manganez, Molibden, Selenyum, Silikon, Kalay, Vanadyum ve Çinkodan oluşur. Bu elementler, vücudumuzu oluşturan 37 trilyon kadar hücrenin yanı sıra, hücre zarının dışında kalan hücre dışı yapılarda da bulunur.Ortalama bir erkek vücudunun yüzde 60’ı sudur. Bu 42 litreye tekabül eder. Bunun 23 litresi hücrelerin içinde, 19 litresi ise hücre dışında yer alır. Hücre dışı suyun 8,4 litresini dokular arası sıvı, 3,2 litresini ise kan plazma sıvısı oluşturur (Focus, 2018).
Doğal tuzun %84’ü sodyum klorür; geri kalan %16’lık bölümünü lityum, fosfor, selenyum, magnezyum, kalsiyum, vanadyum gibi doğal mineraller oluşturulmaktadır. Ayrıca doğada bulunan 94 elementten soy gazlar hariç tüm elementler (84 element) doğal tuz kristalinde mevcuttur (EK-1). İnsan bedeni de tuz gibi 84 elementten oluşmaktadır. Yani doğal tuz mineral ihtiyaçlarımızın tamamını sağlamaktadır. İşin kötü yanı doğal tuz dışında bazı doğal mineralleri alacağımız doğru dürüst bir kaynak bulunmamaktadır. İşte bu yüzden “doğal-işlenmemiş tuzlar” ile “rafine beyaz tuzlar” birbirine hiç benzememektedir (Aydın, 2018).
UNIBBLE.Com (2018).: http://unibble.com/blog/vitamin-mineraller-hangi-besinlerde-bulunur adresinden alınmıştır
Focus, B. (2018, Agustos 15). DERGİ – Vücudumuz hangi elementlerden oluşuyor? BBC News: https://www.bbc.com/turkce/amp/vert-fut-44926689?utm_campaign=Bundle&utm_medium=referral&utm_source=Bundle adresinden alınmıştır.
Aydın, P. (2018, Agustos 14). Tuz Dost mu? Düşmen mı? Beslenme Bülteni: http://www.beslenmebulteni.com/tuz-dost-mu-dusman-mi/ adresinden alınmıştır.